Ana içeriğe atla

Kayıtlar

DİPKAFA İÇİN KONU ANKETİ

En son yayınlar

ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİNİZİ YENİDEN KONTROL EDİN

Uyarıyorum bu yazıdan sonra arkadaşlık ilişkilerine bakış açınız değişecek. Menfaat ve çıkarların arkadaşlık ilişkilerinde nasıl rol oynadığını göreceksiniz. Hepsi bu kadarla sınırlı değil. Öncelikle varoluşumuzun onaylanması ne anlama gelir?   Her insan, varlığının onaylanmasına ihtiyaç duyar. Peki nedir bu onay veya onaylanma? Hep sosyal paylaşım platformlarının nasıl oluyor da bu kadar fazla ziyaretçi çektiğini merak etmişimdir. Kısa süre önce bu konuya bir cevap buldum.  İnsanlar varolduğunun onaylanmasını ister, çünkü bu onu yaşamaya motive eder. Dışarı çıktığınızı ve yolda kimsenin sizi görmediğini, duymadığını veya umursamadığını düşünün. Otobüse biniyorsunuz ve insanlar sizi görmüyorcasına itip kakıştırıyor. Veya gittiğiniz bir markette kasiyerin siz sanki orada değilmiş gibi davrandığını düşünün. Bu durumdaki siz olsaydınız nasıl hissederdiniz? Her insan umursanmak ister. Attığı her adımda ben buradayım der. Sırf bunun için çok saçma hareketler içerisinde bulunabilir....

NASIL KİTAP OKUMA ALIŞKANLIĞI KAZANIRIM?: 3 ADIMDA KİTAP OKUMA ALIŞKANLIĞI KAZAN

Kitap okumak isteyip de bir türlü bunu başaramayanlar. Bu yazı işinize çok yarayacak. Kitap okumaya nasıl başlamalıyım? Eğer bir alışkanlık kazanmak istiyorsak en kolaydan başlamamız gerekiyor. Kitap okumaya başlayan insanların en çok yaptığı hata, kendine uygun olmayan kitaplar okumak. Bazılarımız macera kitabı sevebilir, bazılarımız biyografi kitapları okumaktan zevk alıyordur veya bazılarımız bilim kitaplarını seviyordur. Çevredeki insanlara bakarak tercih ettiğimiz kitap türünü değiştirmemeliyiz. O edebiyat okuyor ben de edebiyat okumalıyım gibi bir durum söz konusu değil. Kendimize en uygun olan kitap ne ise onunla başlamalıyız.  Başlangıç seviyesinde çok kalın veya çok derin anlamlar taşıyan kitaplardan sakınmalıyız. Bu bizi motive etmeyecek, tam tersine, birkaç sayfadan sonra sıkılmamıza neden olacaktır. Daha sonralarda ise tüm kitaplara bu gözle bakıp hiçbirini okumak istemeyiz. Artık içimizde "Kitaplar kötüdür." şeklinde bir yargı oluşur. Bunun önüne geçmek için bize...

ZAMANI VE HAYATI YÖNETME TEKNİĞİ: KANBAN

Hepimizin yapacak çok işi var. Bu işleri bir kenara not alıyoruz. Daha not almadan beynimizin içinde, bu işler, belirmeye başladı. Yarın şunu yaparım, bunu yaparım sonra da yarım kalan şu işi tamamlarım. Bütün bunlar kafamızın içini bir çöp yığınına dönüştürüyor. Hiçbir işi göremez oluyoruz ve yarın olduğunda işlerimizin çoğunu hatırlamayıp yapamıyoruz. Peki bu işlerimizi nasıl düzenli bir hale getirebiliriz? Zamanı ve hayatı yönetmenin birkaç tekniği var ama benim aralarından en beğendiğim kanban tekniği. Kanban Tekniği Nedir ve Nasıl Uygulanır? Kanban tekniği, çok eski bir Japon tekniğidir. Bu teknik Toyota fabrikasında çalışan bir eleman(Taiichi Ohno) tarafından geliştirilmiş. İşleri düzene koymak ve zamanı daha verimli kullanabilmek için. Kanban kelimesi tabela anlamına gelmektedir. Yani tabela tekniği desek de bir sorun olmaz. Kanban tekniğinin temelinde görselleştirmek yatar. Daha önceki yazım da da bahsettiğim gibi kafamızdakileri görselleştirerek, bir yere not alarak, onlara b...

GELECEK KAYGISINDAN KURTUL: ANI YAŞA

Tam oturup iki dakika dinleneyim derken, içimizdeki diğer ben, size bir türlü rahat veriyor ve rahat edemiyor musunuz? O zaman sizin de gelecek kaygınız var. Nedir bu gelecek kaygısı? Gelecek kaygısı, adından da anlaşılabileceği gibi, gelecekte yapmamız gereken işler için duyduğumuz kaygıdır. Bu iş, yıllar sonrası için bir hedef de olabilir, yarın yapacağınız bir buluşma da olabilir, sınav da olabilir. İşte bu gibi planlı işleri düşünürken canımızın sıkılmasına gelecek kaygısı ismi verilir. Diyelim ki tatildeyiz ve denizin tadını çıkarıyoruz. Tam da o anda içimizden bir ses yarın gidecek olduğunuz toplantıyı size hatırlatıyor. İçinizi bir sıkıntı basıyor. O zaman emin olabilirsiniz ki gelecek kaygısı başladı. Eğer içinizdeki bu kaygı sıkıntı düzeyinde değilse burada yazanları bir kenara bırak çünkü senin kaygın gayet normal.  Evet mutlaka kaygı duyacağız. Kaygı olmadan başarılı olmamız mümkün değil. Ama çok fazla kaygı duyarsak da başarıya ulaşmamız zorlaşıyor. Şimdi gelelim şu kay...

KUŞ GÖRÜNÜMLÜ DİNOZOR

Bu dinozor diğerlerinden çok farklı. Bir çok dinozor çeşidi olmasına rağmen bunu diğerlerinden ayıran çok net bir özelliği var. Kanada'da keşfedilen bu dinozor, tıpkı bir kuş gibi görünüyor. 71 milyon yıl önce yaşadığı düşünülmekte. Tüylerle örtülmüş iki bacağı üzerinde yürüyor. Yaklaşık iki metre uzunluğunda olan bu kuş tahminen 60 kilogram ağırlığında. Hem et hem de otla beslenebiliyor. Kemikleri incelendiğinde onun farklı bir tür olduğu sonucuna varıldı. Çünkü onun kemikleri daha kısa ve daha sağlam bir kafatası var. Bu kuş-dinozor'a  Albertavenator ismi verildi. Fosillerinin ise 80 yılları civarında bulunduğu söyleniyor. Müzenin en iyi parçası varsayılmakta. 

GELİŞEN TEKNOLOJİNİN İNSANLAR ÜZERİNDEKİ 5 KRİTİK ETKİSİ

Geçirdiğimiz her dakika, teknoloji için yeni bir çağ ifade ediyor. Her an gelişmeye devam eden bu teknoloji bize neler getirdi ve bizden neleri götürdü? Her geçen gün büyümeye devam eden teknolojinin insanlar üzerindeki 5 etkisi. 1. Yalnızlaşan İnsanlar Çok klasik bir deyim haline gelmiş olsa da teknoloji, insanları yalnızlaştırıyor. Yalnızlığa bu sefer çok farklı bir pencereden bakacağız. "Ama nasıl olur? Sosyal paylaşım siteleri var. Herkes arkadaş ediniyor. Okul arkadaşlarıyla konuşuyor. Bunun neresi yalnızlık?" Teknoloji, insanları toplum olmaktan çok birey olmaya itiyor. Sosyal paylaşım sitelerine bakalım. Her insanın kişisel profili var. İyi, güzel, zaten böyle olması gerekiyor. Profilimizde paylaştığımız gönderilere bir bakalım. Neden paylaşıyoruz? İnsanların bizi beğenmesi için mi? Snap ismi verilen anlık paylaşım oldukça yaygınlaştı. İnsanlar o an ne yapıyorsa onun fotoğrafını paylaşıyor ve paylaşım 24 saat sonra, paylaşım, otomatik olarak siliniyor. Bu da güzel. Ve ...