Ana içeriğe atla

ZAMANI VE HAYATI YÖNETME TEKNİĞİ: KANBAN


Hepimizin yapacak çok işi var. Bu işleri bir kenara not alıyoruz. Daha not almadan beynimizin içinde, bu işler, belirmeye başladı. Yarın şunu yaparım, bunu yaparım sonra da yarım kalan şu işi tamamlarım. Bütün bunlar kafamızın içini bir çöp yığınına dönüştürüyor. Hiçbir işi göremez oluyoruz ve yarın olduğunda işlerimizin çoğunu hatırlamayıp yapamıyoruz. Peki bu işlerimizi nasıl düzenli bir hale getirebiliriz?

Zamanı ve hayatı yönetmenin birkaç tekniği var ama benim aralarından en beğendiğim kanban tekniği.

Kanban Tekniği Nedir ve Nasıl Uygulanır?

  • Kanban tekniği, çok eski bir Japon tekniğidir. Bu teknik Toyota fabrikasında çalışan bir eleman(Taiichi Ohno) tarafından geliştirilmiş. İşleri düzene koymak ve zamanı daha verimli kullanabilmek için. Kanban kelimesi tabela anlamına gelmektedir. Yani tabela tekniği desek de bir sorun olmaz.
  • Kanban tekniğinin temelinde görselleştirmek yatar. Daha önceki yazımda da bahsettiğim gibi kafamızdakileri görselleştirerek, bir yere not alarak, onlara bir kimlik yükler ve onların üstesinden daha kolay gelebiliriz. Gelelim kanban tekniğinin nasıl uygulandığına. 
  1. Bir adet beyaz tahta buluyoruz ve bu tahtayı üç bölüme ayırıyoruz. Bu bölümlere, sırasıyla, "Yapacağım", "Yapıyorum" ve "Yaptım" isimlerini veriyoruz. 
  2. İlk bölüme yapacaklarımızı yazıyoruz. Daha sonra yapıyor olduklarımızı iki bölüme kaydırıyoruz. Not alma işlemi için de post-it kullanmayı unutmayalım. Burada çok dikkat edilmesi gereken bir nokta var. Yapıyorum bölümüne bir sınır koymalıyız. Çok fazla sayıda işle uğraşmak verimimizi düşürecektir. Bu yüzden o bölümün bir sınırı olmalı. Mesela, en fazla üç iş gibi. 
  3. Yapmayı tamamladığımız işleri ise üçüncü bölüme, "Yaptım" kısmına, taşıyoruz. Yapmayı bitirdiğimiz işler bize nasıl da gurur veriyor. "Bitirdim!", "Yaptım!", "Üstesinden geldim!", deyince insanın içini tarifi mümkün olmayan  bir haz kaplıyor. Bir de bu işleri görselleştirip bu hazzı ikiye katladığınızı bir düşünün. 
  • Bu yöntemle çalışan birçok yazılım mevcut. Benim de kullandığım bir mobil uygulama var. Malum artık en çok telefonla vakit geçiriyoruz. Kalmadı öyle tahta falan. Ama beyaz tahta tekniğini de kullanmıştım. Taki post-itlerim bitene kadar.  
Zamanı ve hayatı nasıl yöneteceğimizi öğrendik. Daha düzenli bir hayatta görüşmek dileğiyle. Sayfama hala abone olmadıysan buradan abone olabilirsin ve burada olduğunu belirmek için de yorum yapmayı sakın unutma.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

GELİŞEN TEKNOLOJİNİN İNSANLAR ÜZERİNDEKİ 5 KRİTİK ETKİSİ

Geçirdiğimiz her dakika, teknoloji için yeni bir çağ ifade ediyor. Her an gelişmeye devam eden bu teknoloji bize neler getirdi ve bizden neleri götürdü? Her geçen gün büyümeye devam eden teknolojinin insanlar üzerindeki 5 etkisi. 1. Yalnızlaşan İnsanlar Çok klasik bir deyim haline gelmiş olsa da teknoloji, insanları yalnızlaştırıyor. Yalnızlığa bu sefer çok farklı bir pencereden bakacağız. "Ama nasıl olur? Sosyal paylaşım siteleri var. Herkes arkadaş ediniyor. Okul arkadaşlarıyla konuşuyor. Bunun neresi yalnızlık?" Teknoloji, insanları toplum olmaktan çok birey olmaya itiyor. Sosyal paylaşım sitelerine bakalım. Her insanın kişisel profili var. İyi, güzel, zaten böyle olması gerekiyor. Profilimizde paylaştığımız gönderilere bir bakalım. Neden paylaşıyoruz? İnsanların bizi beğenmesi için mi? Snap ismi verilen anlık paylaşım oldukça yaygınlaştı. İnsanlar o an ne yapıyorsa onun fotoğrafını paylaşıyor ve paylaşım 24 saat sonra, paylaşım, otomatik olarak siliniyor. Bu da güzel. Ve ...

KUŞ GÖRÜNÜMLÜ DİNOZOR

Bu dinozor diğerlerinden çok farklı. Bir çok dinozor çeşidi olmasına rağmen bunu diğerlerinden ayıran çok net bir özelliği var. Kanada'da keşfedilen bu dinozor, tıpkı bir kuş gibi görünüyor. 71 milyon yıl önce yaşadığı düşünülmekte. Tüylerle örtülmüş iki bacağı üzerinde yürüyor. Yaklaşık iki metre uzunluğunda olan bu kuş tahminen 60 kilogram ağırlığında. Hem et hem de otla beslenebiliyor. Kemikleri incelendiğinde onun farklı bir tür olduğu sonucuna varıldı. Çünkü onun kemikleri daha kısa ve daha sağlam bir kafatası var. Bu kuş-dinozor'a  Albertavenator ismi verildi. Fosillerinin ise 80 yılları civarında bulunduğu söyleniyor. Müzenin en iyi parçası varsayılmakta. 

ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİNİZİ YENİDEN KONTROL EDİN

Uyarıyorum bu yazıdan sonra arkadaşlık ilişkilerine bakış açınız değişecek. Menfaat ve çıkarların arkadaşlık ilişkilerinde nasıl rol oynadığını göreceksiniz. Hepsi bu kadarla sınırlı değil. Öncelikle varoluşumuzun onaylanması ne anlama gelir?   Her insan, varlığının onaylanmasına ihtiyaç duyar. Peki nedir bu onay veya onaylanma? Hep sosyal paylaşım platformlarının nasıl oluyor da bu kadar fazla ziyaretçi çektiğini merak etmişimdir. Kısa süre önce bu konuya bir cevap buldum.  İnsanlar varolduğunun onaylanmasını ister, çünkü bu onu yaşamaya motive eder. Dışarı çıktığınızı ve yolda kimsenin sizi görmediğini, duymadığını veya umursamadığını düşünün. Otobüse biniyorsunuz ve insanlar sizi görmüyorcasına itip kakıştırıyor. Veya gittiğiniz bir markette kasiyerin siz sanki orada değilmiş gibi davrandığını düşünün. Bu durumdaki siz olsaydınız nasıl hissederdiniz? Her insan umursanmak ister. Attığı her adımda ben buradayım der. Sırf bunun için çok saçma hareketler içerisinde bulunabilir....